Diyabete bağlı görme
problemleri ve tedavisi
Diyabetik retinopati ülkemizde ve dünyada en önemli ve
tedavi edilebilir körlük nedenlerindendir. Uzun süren ve düzenli tedavi
edilmemiş diyabetik hastalık, genç hastaların insüline bağımlı diyabeti,
hamilelik, diyabete bağlı böbrek hasarı ve hipertansiyon diyabetik retinopati
açısından en önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır.
Retina, göz küremizin en arkasında yer alan ve görüntüyü
alıp beynimize ileten çok özelleşmiş bir sinir tabakasıdır. Retina beslenmesini
sağlayan özel yapıdaki damar sistemi ve bunun kılcal dalları diyabet nedeniyle
hasar gördüğünde, retina tabakasında kanama, sıvı toplanması ve kılcal damar
tıkanıklığı sonucu beslenemeyen alanlar oluşur. Bu alanlardan salgılanan bazı
özel moleküller ileri safhada anormal damar dokusunun gelişimine neden olarak,
tüm göz içini doldurabilen yoğun kanamalar, ağrılı ve tedavisi mümkün
olamayabilen glokom, retina tabakasının yerinden ayrılması ve yırtılmasına yol
açabilir. Tüm bu değişiklikler çoğunlukla retinanın görmemizi sağlayan makula
(sarı nokta) bölgesinde oluşarak, kalıcı görme kaybı veya tam körlüğe neden
olabilir.
Diyabetik hastaların akılda tutmaları gereken en önemli
bilgi, retina hastalıkları konusunda deneyimli göz hekimlerinin rehberliğinde,
modern cihazlarla yapılacak erken teşhis ve tedavinin, ciddi görme azalmasına
karşı etkili bir korunma yöntemi olduğudur.
Bu nedenle, diyabet teşhisi almış hastaların erken dönemde
retina muayenesi için başvurmaları hayati önem taşımaktadır.
Diyabetik retinopati teşhisi
Diyabetik retinopatiye ait erken bulgular, görme azalması
olmadan aylar öncesinde ortaya çıktığından dolayı, modern cihazlarla desteklenmiş
erken retina muayenesi ilk adımdır.
Teşhis için göz bebeğinin büyütülmesini takiben, “indirekt
oftalmoskopi” ve gerektiğinde “floresein anjiyografi” ile retinanın incelenmesi
yeterlidir. Ayrıca, görmeyi azaltan makula ödeminin tanı ve takibinde,
“Heidelberg Retina Tomografisi” gibi ileri teknolojik cihazlardan da
faydalanmaktayız.
Diyabetik retinopati tedavisi
“En iyi tedavi hastalıktan korunmadır” prensibi gereğince,
diyabetik hastaların kan şekerini uygun seviyede tutmaları ve varsa hipertansiyon,
böbrek hastalığı gibi sorunlarını tedavi ettirmeleri ilk adımdır. Görmeyi
tehdit eden veya azaltan diyabetik retinopati bulgularının tedavisinde ise
farklı tedavi seçenekleri vardır.
Lazer tedavisi
Asıl amacı ciddi görme azalması ve körlüğün önlenmesidir.
Diyabetik retinopatinin erken döneminde makula ödemi ve geç dönemde anormal
damar çoğalmasının önlenmesi veya varsa köreltilmesi amacıyla; sıvı kaçağı olan
kılcal retina damarlarına, hasarlı ve kanlanmayan retina dokusuna uygulanır.
Retinopatinin seyrine göre bazen lazer tedavisini tekrarlamak gerekebilir.
Zamanında ve deneyimli uzman göz hekimince yapılan lazer tedavisiyle görme
azalması durdurulabilir ve bazen görmede iyileşme sağlanabilir.
Vitrektomi ameliyatı
İyileşmeyen yoğun göz içi kanamaları, anormal damar
çoğalmasına bağlı çekintilerle retinanın ayrılması, lazerle geçmeyen ciddi
makula ödemi veya lazer uygulanamayan bazı durumlarda, lazer uygulayabilmek ve
görmeyi artırmak için yapılır. Modern alet ve cihazlarla yapılan çok özellikli
bir göz cerrahisi olup, hastaların önemli bir kısmında görme artışı sağlar veya
gözün küçülmesi ve ağrılı glokomu engeller.
Diyabetik retinopati hastaları ne yapmalı?
Diyabetik hasta olarak görmenizi korumak için;
- Mutlaka retina konusunda uzman bir göz hekiminin
kontrolünde olmanız,
- Diyetinize ve ilaçlarınızı düzenli kullanmaya özen
göstermeniz,
- Kan şekerini ve varsa hipertansiyon ile böbrek
hastalığınızı kontrol altında tutmanız,
- Hamileliğinizin ilk 3 ayında retina muayenesi olmanız,
- Kontrol altında iken görmenizde bir azalma olduğunda
derhal göz doktorunuza başvurmanız gereklidir.
ağ tabaka, ayak sağlığı, ayaklarda kalıcı hasar, beyin
sağlığı, böbrek hastalığı, böbrek sağlığı, bulanık görme, diyabet, diyabet
diyeti, diyabet tedavisi, Diyabetik Retinopati, Diyabetik Retinopati tedavisi,
Diyabetik Retinopati teşhisi, doğru